…… NOLU AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ
(…… NOLU AHB)

Sayı :
Konu: asm nöbet savunması hk.

…… İL HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ/ TOPLUM SAĞLIĞI MERKEZİ’NE,

……………….. Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi olarak görev yapmaktayım.

Üyesi olduğum Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikasının, tüm Aile Hekimlerine ve Aile Sağlığı Çalışanlarına katılım çağrısı yaparak, “mesleki özlük haklarına ve kazanılmış haklara aykırı nöbet uygulamasının sona ermesi” konulu eylemine katılıp, ………………. tarihli nöbet görevini ifa etmemem nedeniyle hakkımda başlatılan soruşturma çerçevesinde savunmam istenmiştir.

…../…../2015 tarih ve ….. sayılı yazınız ile hakkımda başlatılan soruşturmaya binaen savunma verilmesi konulu yazı tarafımca tebellüğ edilmiştir. Aile hekimliği çalışanlarına ASM, TSM ve Hastanelerde getirilen nöbet uygulamasının kaldırılmasına ilişkin olarak, üyesi olduğum Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikasının, …………………. ve …… sayılı Yönetim Kurulu kararı ile almış olduğu Türkiye genelinde 1 günlük iş bırakma eylemine, yasalardan kaynaklı demokratik hakkımı kullanmak için sendika üyesi olarak katılımda bulundum. Anayasal bir hak olan, sendikal faaliyette bulunma hakkım göz ardı edilerek, ………………. tarihli nöbet görevimi yerine getirmediğim iddiası ile hakkımda soruşturma başlatılmıştır.

Bahse konu soruşturmada yer alan iddia ve isnatları kabul etmem mümkün değildir. Şöyle ki;

Sendikalar, üyelerinin ortak hak ve çıkarlarını korumak, sorunlarını çözmek için demokratik tepkilerini dile getirebilir ve tepkileri yerine getirirken yasalardan, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan argümanları kullanabilirler. Bunlardan biri de iş bırakma eylemidir. Sendikalar üyelerine, bu doğrultuda katılım çağrısı yapar ve üyeler sendika üyesi sıfatıyla bu eylemleri gerçekleştirirler. Bu demokratik hakkın kullanımı sonrasında, üyelere disiplin suçu işlediklerinden bahisle soruşturma başlatılması, ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere, AİHS’ ne, Anayasa’ya ve sair kanunlara aykırılık teşkil etmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Dernek kurma ve toplantı özgürlüğü” nün düzenlendiği 11.maddesinde; herkesin asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahip olduğu, bu hakların kullanılmasının, demokratik toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın, ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlandırılabileceği, kuralına yer verilmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 15/09/2009 tarihli, Kaya ve Seyhan-Türkiye kararında (application no. 30946/04); Eğitim-Sen üyesi öğretmenlere, 11/12/2003 tarihinde KESK’ in çağrısına uyarak, parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlenen bir günlük ulusal eyleme katılmaları nedeniyle 11/12/2003 tarihinde göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin, her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da, sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı, öğretmenlere verilen disiplin cezasının «acil bir sosyal ihtiyaca» tekâbül etmediği ve bu nedenle «demokratik bir toplumda gerekli» olmadığı sonucuna varmış, bunun sonucu olarak, bu davada, başvuranların AİHS’nin 11. maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11.maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Anayasa 90. Madde son fıkra “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek: 7.5.2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” hükmünü içermektedir. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletler arası andlaşmalardan olan 87 ve 151 sayılı ILO sözleşmeleri, TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE atıfta bulunmaktadır. 87 Nolu ILO Sözleşmesi’nin 3/1 maddesi uyarınca “Çalışanların ve işverenlerin örgütleri, tüzük ve yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinlerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptir”. Aynı maddenin 2. fıkrasında, “Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdır” hükümlerine yer verilerek, sendikaların etkinlik ve iş programları düzenleme hakları olduğunu, bu hakkın kullanılmasının kamu makamlarınca engellenmemesi gerektiği belirtilerek çalışanlar korunmuştur. 87 sayılı Sözleşmenin 8/2 maddesinde de, “Yasalar, bu sözleşme ile öngörülen güvencelere zarar verecek nitelikte olamaz veya zarar verecek şekilde uygulanamaz” hükmüne yer verilmiştir. 151 sayılı İLO sözleşmesinin 4/2. maddesinin (b) bendinde; “Bir kamu görevlisini, bir kamu görevlileri örgütüne üyeliği veya böyle bir örgütün normal faaliyetlerine katılması nedenleriyle işten çıkarmak veya ona zarar vermek” hükmüne yer verilerek kamu çalışanlarının, üyesi olduğu örgütünün kendi amaçları doğrultusunda düzenlemiş olduğu etkinliklere katılması nedeniyle cezalandırılamayacağı açık bir biçimde ortaya konmuştur.
Anayasamızın 2. Maddesinde sosyal devlet olgusundan bahsedilerek, 51. ve devamı maddelerinde sendikal faaliyetler ve üyelerin haklarından bahsederek, çalışanların ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için örgütler kurabileceğini ve bu sendikal örgütler kapsamında etkinliklerde bulunabilmelerinden bahsetmektedir.
Yine sendikal hakların ülkemizdeki güvencelerinden olan, 02/06/2005 tarihinde Başbakanlıkça düzenlenen 2005/14 sayılı genelgede “Demokratik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin gereklerinden biri örgütlenme özgürlüğünün sağlanmasıdır. Örgütlü toplum, demokratik toplum düzenini ve katılımcı yönetimi gerçekleştirmenin vazgeçilmez şartı olarak değerlendirilmektedir. Devletimizin de taraf olarak onayladığı uluslar arası sözleşme ve belgeler ile Anayasa başta olmak üzere iç hukuk düzenlemelerimizde, memurlar dahil tüm çalışanların sendikal örgütler kurabilmeleri, kurulmuş bulunan, sendikalara üye olabilmeleri, sendikalar ve üst kuruluşların amaçları doğrultusunda, serbestçe faaliyette bulunabilmeleri örgütlenme özgürlüğü kapsamında güvence altına alınmıştır.” hükmü yer almaktadır. Bu genelge ile memurlar dahil tüm çalışanların sendikal örgütler kurmaları, bu sendikalar ile üst kuruluşlarının amaçları doğrultusunda etkinliklerde bulunabilmelerinin kabul edildiği görülmektedir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu 2009/1063 E., 2013/1998 K. Sayılı kararında, SENDİKAL FAALİYET KAPSAMINDA BİR GÜN GÖREVE GİTMEMEK FİİLİNİN DİSİPLİN SUÇU OLARAK GÖRÜLMEMESİ GEREKTİĞİNİ, DEVLET MEMURUNUN BU FİİLİNİN MAZERET OLARAK KABÜLÜ GEREKTİĞİ HUSUSUNDA KARAR vermiştir. Dava devlet memuru olan sendika üyesinin bir gün göreve gelmediğinden bahisle 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali için açılmıştır. Samsun İdare Mahkemesi davacının davasını reddetmiştir. Davacı red kararı üzerine kararı temyiz etmiştir. Danıştay kararın bozulmasına karar vermiş ve samsun idare mahkemesi davasında kararında haklı olduğunu ileri sürerek Israr kararı vermiştir. Bunun üzerine dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’ nun önüne gitmiştir. D.İ.D.D.G.K kararın gerekçesinde, “Bu durumda, davacının, sendikal faaliyet gereği, 11/12/2003 tarihinde göreve gelmeme eyleminin özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacıya 657 sayılı Kanunun 125/C-b maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır. Davacının temyiz isteminin kabulüne, Samsun İdare Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına” şeklinde hüküm kurmuştur. Danıştay 12. Hukuk dairesinin de sendikal faaliyet kapsamında işe gitmeme eyleminin mazeret olarak kabul edilmesi yönünde birçok kararı vardır.
Anayasa Mahkemesi 18/09/2014 tarihli, 2013/8463 Başvuru numaralı kararında KAMU GÖREVLİSİNİN, ÜYESİ OLDUĞU SENDİKANIN GÖREVE GELMEME ÇAĞRISINA KATILARAK GÖREVİNE GELMEDİĞİ, MAZERETSİZ OLARAK GÖREVE GELMEDİĞİ GEREKÇESİYLE UYARMA CEZASI VERİLDİĞİ, KAMU GÖREVLİSİNİN SENDİKAL FAALİYETLERE KATILMASI NEDENİYLE HAKKINDA CEZA VERİLMESİNİN TOPLANTI VE ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN ANAYASAL HAKLARA aykırılık teşkil ettiğinden bahisle, Anayasanın 51. Maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Yukarıda bahsettiğim, uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa mahkemesi ve Danıştay Yüksek Mahkemelerinin vermiş olduğu kararlar çerçevesinde, sendikal faaliyet kapsamında katılmış olduğum bir günlük işe gitmeme eylemi sonucunda ihtar cezasına hükmedilmemesi ve İşe gitmeme eyleminin haklı mazeret olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Sendikal faaliyette bulunmak, en temel hak ve özgürlükler içerisinde yer almaktadır. Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikasının bir üyesi olarak, mesleğimize yönelik sorunlarımızı ve taleplerimizi dile getirmek için, hukukun bize çizmiş olduğu sınırlar içerisinde kalarak kullanmış olduğum demokratik hakkımdan ötürü, kanunda yeri olmayan iddia ve isnatlarla hakkımda ihtar cezası verilmesi kabul edilemez. Bu sebeplerle hakkımda başlatılan soruşturmada, yazılı savunmam dikkate alınarak, cezai işleme yer olmadığına karar verilmesini ve soruşturmanın ivedilikle sonlandırılmasını talep eder, gereğini arz ederim. ../../….

İmza
Adı Soyadı Unvanı
Çalıştığı ASM Adı
Ek-1: Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Merkezi’nin ……….. tarih ve …… sayılı Yönetim Kurulu Kararı.

HAZIRLAYAN
Dr. M. Ümit IŞILDAK
Kayseri AHED YKB
BBSÇBDS Hukuk Komisyonu Başkanı

12 ARALIK İŞ BIRAKMA İÇİN:
Karar tarihi:05.12.2014
Karar no:34
Karar defter no:40

3 OCAK İŞ BIRAKMA İÇİN;
Karar Tarihi:09.12.2014
Karar no:35
Karar defter no:41

10 OCAK İŞ BIRAKMA İÇİN:
Karar Tarihi:05.01.2015
Karar no:43
Karar defter no:51

17 OCAK İŞ BIRAKMA İÇİN;
Karar Tarihi;12.01.2015
Karar No:45
Karar defter no:54

24 OCAK İŞ BIRAKMA İÇİN;
Karar Tarihi: 19.01.2015
Karar no: 47
Karar defter no: 56

31 OCAK İŞ BIRAKMA İÇİN;
Karar Tarihi: 23.01.2015
Karar no: 48
Karar defter no: 57

01 ŞUBAT İŞ BIRAKMA İÇİN;
Karar Tarihi: 24.01.2015
Karar no: 49
Karar defter no: 58

07 ŞUBAT İŞ BIRAKMA İÇİN;
Karar Tarihi: 24.01.2015
Karar no: 49
Karar defter no: 58

14 ŞUBAT İŞ BIRAKMA İÇİN;
Karar Tarihi: 30.01.2015
Karar no: 52
Karar defter no: 61

21 ŞUBAT İŞ BIRAKMA İÇİN;
Karar Tarihi: 16.02.2015
Karar no: 54
Karar defter no: 63

Bir cevap yazın

Sitemiz size daha iyi bir hizmet verebilmek için kişisel olmayan verilerinizi (gezinme, sayfa geçişleri vs.) tarayıcınızda saklamaktadır.