[maxbutton id=”6″ ]
16 ve 27 Ağustos tarihlerindeki iş bırakma eylemleri nedeniyle hakkında işlem yapılacak üyelerimize izlenecek adımlar ve verilecek savunma ile ilgili açıklamamızdır.
İdare tarafından iş bırakma nedeniyle işe gitmediğiniz gün için tutanak tutulmuş ve bu tutanak sonrası muhakkik atanarak soruşturma başlatıldığında;
1- Muhakkik sizin ifadenizi almaya geldiğinde veya çağırdığında “Üyesi bulunduğum BBSÇ Birlik ve Dayanışma Sendikasının özlük haklarımızın iyileştirilmesi ve yeni yayınlanan yönetmelikte ortaya çıkan hak kayıplarının düzeltilmesi amacıyla sendikal faaliyet kapsamında iş bırakma kararı almıştır. Ben de Anayasal hakkım olan sendikal faaliyete katılma ve örgütlenme özgürlüğüm gereği söz konusu gün için sendikamın kararına uyarak bir gün işe gitmedim.” demeniz yeterlidir.
2- İfadeniz alındıktan sonra Halk Sağlığı başkanlığı sizden ayrıca savunma istediği takdirde ekte yer alan savunma örneğini kendinize uyarlayarak ekte sendika iş bırakma kararı yazısı ile birlikte verebilirsiniz.
.. /.. /2021
…………… İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
(Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığına)
TEBLİĞ TARİHİ: .. /.. / 2021
HAKKINDA DİSİPLİN SORUŞTURMASI YAPILAN: Dr……….veya ASÇ…..…, …………… Aile Sağlığı Merkezi
DİSİPLİN CEZASI İÇİN SAVUNMAİSTEYEN:………………………….. (İDARECİNİN İSMİ YAZILACAK)
DİSİPLİN CEZASININ NEVİ: 12 (on iki) ihtar puanı
İDDİA – KONU: 16.08.2021 tarihindeki üyesi olduğum Sendikanın kararına uyarak bir gün işe gelmediğimden bahisle“izinsiz işe gelmemek (işe gelmediği her gün için) ’’ fiilinden 12(on iki) ihtar puanı hakkında savunmamdır.
İLGİ: .. /.. /2021 tarih ve E-…………………. sayılı savunma konulu yazınız;
AÇIKLAMALAR:
1- Üyesi olduğum Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası tarafından 09.08.2021 tarihve 242 karar numarası ile alınan 16.08.2021 İŞ BIRAKMA KARARI konulu kararı gereği ; aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları hakkında özlük haklarını azaltan, kazanılmış haklarını ellerinden alan, birinci basamak sağlık hizmeti ile ilgili olmayan yeni görevlerin bulunduğu YASALARA AÇIKÇA AYKIRI OLAN düzenlemeler karşısında kamuoyunda dikkat çekerek destek aramak adına birçok sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği sendikamın iş bırakma faaliyetine katıldım. (Sendika kararı EK1)
2-Nitekim iç hukuk ve uluslararası hukukta tanınan haklara dayanarak, demokratik tepkimi göstermek amacıyla söz konusu etkinliğe katıldığımı, kamu görevlilerinin toplu eylem hakkının insan hakları sözleşmeleri, Anayasa ve mahkeme kararları ile kesin biçimde tanındığını da belirtmek isterim.
3- Üyesi olduğum sendikanın tüm Türkiye’de yaptığı göreve gelmeme çağrısına katılmam karşısında mazeretsiz olarak göreve gelmediğim gerekçesiyle hakkımda 12 (on iki) ihtar puanı cezası teklif edildiği ,bu durumda sendikal faaliyetlere katılmam gerekçesiyle ceza verilmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 11. maddesinin ihlali edileceğibahirdir.
4- Konuyla ilgili Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması başlıklı Anayasamızın 13.maddesinde ‘’(Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.’’ hükmüne yer verilmiştir.
5- Yukarıda anlatılan ilkeler ışığında, başvuru konusu olayda, sendika hakkının ihlal edilip edilmediğinin değerlendirilmesinde öncelikle müdahalenin mevcut olup olmadığı ve daha sonra da müdahalenin haklı sebeplere dayanıp dayanmadığı değerlendirilecektir.
*Müdahalenin Mevcudiyeti Hakkında
Ülke çapında yapılan bir sendika eylemine katıldığım için hakkımda MAZERETSİZ 1 (bir) GÜN İŞE GELMEMEMNEDENİYLE ihtar puan cezası verilmesinin sendika hakkına müdahale teşkil ettiği aşikardır. T.C. Başbakanlığının 1999/44 sayılı Genelgesinde ”Sendikal çalışmaları nedeniyle sendika yöneticilerine ve üyelerine karşı disiplin cezası uygulanmamasına” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Bu durumda sendikal faaliyet kapsamında ülke çapında yapılan bir eyleme katılmam nedeniyle cezalandırılmam sendika hakkına yönelik bir müdahaledir. Yapılan müdahale ise 5258sayılı Yasa’da öngörülmeyen bir cezalandırma biçimi olupmüdahalenin kanuniliği ilkesine de aykırılık teşkil etmiştir.
*Müdahalenin Haklı Sebeplere ve Kanunilik İlkesine Dayanması Hakkında
Yukarıda anılan müdahale Anayasa’nın 51. Maddesinin ikinci ile altıncı fıkralarında belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanmadığı ve Anayasa’nın 13.maddesinde belirtilen koşullan yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 13. ve 51. maddelerinin ihlalini teşkil edecektir. Bu nedenle, müdahalenin Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen öze dokunmama, Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilmiş olma, kanunlar tarafından öngörülme, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekirken bunlar yapılmayarak haksız sebeple cezalandırılmaya çalışılmam açıkça hukuka aykırı olacaktır.
Öte yandan sendika hakkına yapılan bir müdahalenin meşru olabilmesi için bu müdahalenin Anayasa’nın 51. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık, genel ahlak ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebebiyle ve kanunla yapılmış olması gerekir. Yapılan müdahalenin kanunla yapılmadığı gibi bir meşru amacı da hedeflemediği izahtan varestedir.
6- Öte yandan sendika hakkını kullanan bireyler, çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik gibi, demokratik toplumun temel ilkelerinin korumasından yararlanırlar. Başka bir deyişle şiddete teşvik etme veya demokratik ilkelerin reddi söz konusu olmadığı sürece, sendika hakkı çerçevesinde dile getirilen bazı görüşler veya bunların dile getirilme biçimi yetkili makamların gözünde kabul edilemez olsa dahi, ifade, örgütlenme ve sendikal özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik tedbirler demokrasiye hizmet edemez ve hatta tehlikeye düşürür. Hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik bir toplumda, farklı düşüncelerin sendikal özgürlükler veya başka yollarla dile getirilmesine imkan tanınmalıdır (B. No: 2013/8463, 18/9/2014, § 52).
7- Savunma konusu eylem kararı tarihi tüm ülkede önceden bildirilmiştir. Özel olarak söz konusu eylemin yapılmasına yetkili merciler tarafından itiraz edilmemiş olmakla birlikte tarafımın tabi olduğu 5258 sayılı Yasa buna bağlı Yönetmelik hükümlerine göre bu tür bir eyleme katılmam da yasaklanmamıştır.
8- 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun “Sendika Üyelerinin ve Yöneticilerinin Güvencesi” başlıklı 18/1. maddesinde, “Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu Kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tâbi tutulamaz ve görevlerine son verilemez” hükmüne yer verilmiştir.
Benzer Nitekim Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin E.2020/423 K.2021/523 sayılı kararında ‘’Sendikal faaliyet kapsamında geçerli bir mazeret olarak kabul edilerek bu sebeple görevi başında bulunamadığı sürelerin çalışılan gün sayısına dahil edilmek suretiyle kendisine yapılacak ödemelerin hesaplanması gerektiği anlaşılmakta olup, davacının sendikal izninin kabul edilmemek suretiyle maaşından yapılan kesintilerin iadesi istemiyle açılan bu davanın reddi gerekmektedir. ‘’ sonucuna varılmıştır.
Öte yandan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 22/5/2013 tarih ve E.2009/63 ve K.2013/1998 sayılı ilamında ‘’…her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da, sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı, öğretmenlere verilen disiplin cezasının “acil bir sosyal ihtiyaca” tekabül etmediği ve bu nedenle “demokratik bir toplumda gerekli” olmadığı sonucuna varmış, bunun sonucu olarak, bu davada, başvuranların AİHS’nin 11. maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği…’’gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Tüm bunlarla birlikte açıkça sendikal faaliyete katılma olaylarında Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AÎHM) daha önce benzer başvurularda ihlal kararı verdiğini ayrıca Danıştay’ın da istikrar kazanmış içtihatlarında sendikal faaliyet kapsamında göreve gelinmemesi fiilinin mazeret olarak kabul edilmesi gerektiğinden cezalandırılmaya çalışılmam yolundaki işlemde hukuka uyarlılık bulunmayacağından savunmamın kabulüne karar verilmesini arz ederim.
AD SOYAD
EK: Sendika kararı
[maxbutton id=”5″ ]