26 Ekim 2016 günü Anayasa Mahkemesi aşı yapılmasının zorunluluğuna dair bir gerekçe olmadığını belirten kararını açıkladı. Biz aile hekimliği çalışanları bunun zorunluluğunu biliyoruz. Çocuk felcini, çiçek hastalığını, kızamığı bu ülkeden silen biziz. Anne babaların korkulu rüyası bu hastalıkları sokak sokak, köy köy, ev ev, dağ bayır, kar kış demeden dolaşarak tüm ailelerle görüşerek aşı kampanyaları ile sağlık gündeminden kaldıran biz ebe, hekim ve hemşireleriz.

Şimdi de bizlere kayıtlı olan bebeklerimizi takip ediyoruz. Avrupa da ortalama hekim başına düşen hasta sayısı 2000 iken, bizler ortalama 4000 kayıtlı hasta bakarak, Sürekli artan iş yükümüze, aşırı mesaimize ve sürekli eklenen angaryalara rağmen bebeklerimizin tümünün aşılarını yapıyoruz. Ancak son zamanlarda giderek artan oranlarda aşı karşıtı anti-bilimsel odakların etkisinde kalmış aileler ile karşılaşıyoruz. Internet siteleri, televizyonlar, haberler aşı karşıtı anti-bilimsel odakların artan işgali altında. Sonuçta biz Aile Sağlığı Merkezlerinde aşı olmak istemeyen ya da bundan çekinen hastalarla giderek daha fazla karşılaşmaktayız. Bakanlığımız buna önlem olarak toplum temelli çalışmalar, bilimsel ve hukuki dayanaklar hazırlamak yerine biz aile hekimliği çalışanlarına, ceza temelli mevzuat üreterek sorunu çözmeye çalışmaktadır. Son yılların bu aşı karşıtı sürecine giderek artan sayıda davalar eklendi. Şimdi de Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararı ile karşı karşıyayız:
‘’Aşı Yapılmasının Zorunluluğuna Dair Hukuki Bir Gerekçe Yoktur!’’

Sağlık Bakanlığı hukuk bürosuna soruyoruz.
• 4 yıla yakındır süren bu davada bilimsel gerçekleri destekleyecek bir yasayı neden hazırlamadınız?
• Bu 4 yıl içinde bizlerin gelirlerini azaltan, mesaimizi artıran, ceza puanlarımızı artıran ve iş güvenliğimizi tehdit eden onlarca yasa, genelge, yönetmelik hazırladınız. Çalışanlarınızla açılmış binlerce davanız var. Bunlardan ne zaman vazgeçeceksiniz?
• Tüm mesainizi, aile hekimliğinin evrensel ilkelerine aykırı olarak bize daha fazla angarya üretmeye ve ceza vermeye ayırıyorsunuz. Sizi asıl işinize, yani; bu halkın sağlık hakkını koruyacak yasal düzenlemeleri üretmeye ve çalışanlarınızın güvenli çalışması için hukuki düzenlemelere, sağlıkta şiddet yasası için çalışmaya davet ediyoruz.
Yıllardır sağlıkta şiddet yasası hazırlanamadı, çalışanlar için modern bir emeklilik güvencesi oluşturulamadı, sağlık çalışanları için yıpranma hakkı düzenlemesi yapılamadı. Kendi hastalarından kaptığı enfeksiyonlar ile hastalanmak, sağlığın her alanında ölmek ve yaralanmak sağlık çalışanlarının kaderi oldu.
Ortada 4 yıldır sürmekte olan bir aşı davası varken, Anayasa Mahkemesine haklı bir hukuki gerekçe sunulamamıştır. Anayasa Mahkemesinin karar açıklaması olan “Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin de bir temel hakka yönelik sınırlandırma ve müdahale açısından dayanak olamayacağı değerlendirilmiştir.’’ cümlesi, çok net bir şekilde yıllardır tırnaklarımızla çalışarak elde ettiğimiz başarıya, bakanlığın mevzuat yetersizliği sebebiyle tokat gibi çarpmıştır.
Sonuç olarak belirtilen kapsam ve amaçlarla zorunlu aşı uygulamasına ilişkin öngörülebilir nitelikte bir kanuni düzenlemenin bulunmadığı değerlendirilerek, Anayasa’nın 17. maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir. ” Şimdi gerekçeli karar da açıklandı. Bir yıl boyunca çocuklarımızın aşılanmasına dair bir yasal gerekçeyi neden hazırlamadınız? Anayasa Mahkemesinin aşı uygulamasına kanuni bir dayanak olmadığını belirten kararı yerli yerinde duruyor. Popülist yaklaşımı bırakıp Hukuki çalışmalarınızı ne zaman yapacaksınız?
UNUTMAYIN!
Aşılarını zamanında ve eksiksiz yapan bu ülkenin ebe, hekim ve hemşireleri olarak sizi takip ediyoruz. Bu ülkenin karşılaşacağı salgın riskinin vebali sizin boynunuzdadır. Sizi derhal görevinizi yapmaya davet ediyoruz..

Bir cevap yazın

Sitemiz size daha iyi bir hizmet verebilmek için kişisel olmayan verilerinizi (gezinme, sayfa geçişleri vs.) tarayıcınızda saklamaktadır.