……… NOLU AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ
(….. NOLU AHB)
Sayı:
Konu: defin nöbeti hk.
……. HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ’NE,
………… Aile Sağlığı Merkezi’nde aile hekimi olarak çalışmaktayım. …. Tarih ve sayı ile hazırlanan yerinde ölü muayenesi ve defin icap nöbet listesi tarafıma tebliğ edilmiş ve ………… tarihinde nöbetçi olduğum bildirilmiştir. İlgili nöbet görevlendirmesinin usule ve hukuka aykırı olması gerekçeleri ile şerh düşerek ……. Tarihinde tebliğ aldım.
………….. tarihinde defin nöbetinde görev yerinde olmadığım iddiası ile tutulan tutanağa istinaden ………… tarih ve sayılı yazı ile tarafımdan istenen ve ayrıntılı itirazlarımı içeren savunmamdır.
HSM ya da İlgili Belediye tarafından ikamet ettiğim adrese nöbetçi olduğum gün herhangi bir araç ya da kişi intikal etmemiş ve nöbet listesinde yer alan ev telefonu numaram hiçbir kişi tarafından aranmamıştır. Defin hizmetleri kapsamında gerekli lojistik hizmetin İdare tarafından tam anlamıyla sağlanmadığı görülmektedir. Nöbet öncesinde belirttiğim hususlarda İdare tarafından hiçbir düzenleme yapılmamış ve hizmetin aksamasına neden olunmuştur. Ayrıca, kanun ve yönetmeliklerce belirtilen diğer tüm hususlar da görevlendirme de göz ardı edilmiştir.
……. tarihli tebliğ , Halk Sağlığı Müdürlüğü ….. tarih ve …… sayılı yazısı ile Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler İle Sözleşme Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik 14.madde ek 2’de yer alan ‘’ mevzuatla verilen diğer görevleri yapmamak’’ fiili gereği tarafıma 5 ceza puanı verilmesinin planlandığı anlaşılmaktadır.
Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler İle Sözleşme Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik 14.madde ek 2’de Aile hekimliği uygulamasında uygulanacak ihtar puan cetveli’nde yer alan ‘’ mevzuzatla verilen diğer görevleri yapmamak’’ fiilinin suç olarak isnad edilebilmesi için işlenen suçun aile hekimliği uygulaması kapsamında olması gerekmektedir. Çünkü , İlgili yönetmelikte anılan ‘’mevzuat’’ aile hekimliği kanun ve yönetmelikleridir. Aile hekimliği mevzuatında aile hekimlerinin defin hizmetleri ve ölüm belgesi düzenleme görevi yer almamaktadır. Bu nedenle idare tarafından tesis edilen işlem ve ceza puanı mevzuata aykırıdır.
Ayrıca, İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve İlçe Kaymakamı onayıyla aile hekimleri üzerinden yürütülmeye çalışılan defin – adli nöbet hizmetleri ve nöbet listesi aşağıda yer alan tüm mevzuat ve kanunlara da aykırılık teşkil etmektedir. Şöyle ki;
1. 24/04/1930 tarih ve 1593 sayılı Hıfzıssıhha Kanununun 216 . maddesine göre “Belediye Tabipleri olan yerlerde defin ruhsatları bu tabipler tarafından, bulunmadığı takdirde Hükümet Tabipleri tarafından mevtanın muayenesinden sonra verilir.” ibaresi yer almaktadır. Aynı Kanunun 228 den 234 e kadar olan maddelerinde cenazenin nakil ve nakil şartları yer almakta olup, bunu izin ve ön hazırlıklara bağlamaktadır. Bu kanuna göre bu işlemin Belediyenin asli görevi olduğu açıktır. Belediye Tabipleri , bulunmadığı takdirde Hükümet Tabipleri tarafından verileceği de yazılıdır.
2. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7.maddesinde;
Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
s) Mezarlık alanlarını tespit etmek, mezarlıklar tesis etmek, işletmek, işlettirmek, defin ile ilgili hizmetleri yürütmek.
İlçe ve ilk kademe belediyelerinin görev ve yetkileri şunlardır:
e) Defin ile ilgili hizmetleri yürütmek” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesinde; “Belediye, mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla; a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafi ve kent bilgi sistemleri;çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor; sosyal hizmet ve yardım, nikah, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50.000’i geçen belediyeler, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar.” hükmüne yer verilmiştir.
3. İstanbul ili içerisindeki ilçe belediyelerinin hizmet verdikleri nüfus ve bölge nedeniyle kadrolarında tabip bulundurmaları bir gereklilik teşkil etmekte olup, bu kadrolar boşalmış ise 5393 sayılı Belediyeler Kanunu 49. maddesi sözleşmeli tabip çalıştırabilmelerine olanak sağlamaktadır. Belediyelerin asli görevleri içinde cenaze nakil ve defin işlemleri yer almaktadır.
4. Sağlık Bakanlığının 26.12.2012 tarihli 2012/5 sayılı genelgesine göre 01.01.2013 tarihinden ülkemizdeki ölüm iş ve işlemleri ile ilgili “Ölüm Bildirim Sistemi” kullanıma başlanmıştır. Bu genelgenin 2. maddesinde “Ölüm, sağlık kurumları dışında gerçekleşmiş ise ölüm belgesi düzenleme ile ilgili işlemler belediye hekiminin asli görevi olduğundan (belediyenin bu kapsamda sözleşme ile hizmet aldığı hekimler belediye hekimi sayılır) birinci maddede belirtildiği gibi yerine getirilir” diye belirtilerek ölüm belgesi düzenlenmesinin belediye hekiminin asli görevi olduğu vurgulanmaktadır. Ancak Belediye Hekimi yoksa ve ilgili belediye tarafından sözleşme ile hizmet alımı vs yapılamıyorsa öncelikle Toplum Sağlığı Hekimi , yoksa Aile Hekimleri tarafından ölüm belgesi düzenlenebileceği belirtilmektedir.
5. 5248 sayılı Aile Hekimliği Kanunu 2 nci madde de “Aile hekimi; kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabiptir.” Hükmü bulunmaktadır. Bu madde de aile hekimleri ve görevleri tanımlanmıştır. Bu tanımda aile hekiminin Hükümet tabibi olduğu ve ölüm sonrası ölüm raporu, belgesi veya defin (gömme) izin belgesi verme görevi tanımlanmamıştır.
6. Sağlık Bakanlığı 25/01/2013 tarih ve 28539 sayılı Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinde aile hekimlerine defin ruhsatı veya ölüm belgesi verme ile ilgili herhangi bir görev verilmemiştir. Bununla birlikte çalışma saatleri bölümünde, 10. maddenin 1. fıkrasında; “Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları tam gün esasına göre çalışırlar”. 3. fıkrasında; “Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları deprem sel felaketi ve salgın gibi olağanüstü durumlarda çalışma saatlerine bakılmaksızın çalıştırılmaktadır.” diye belirtilerek Aile hekimlerinin olağanüstü şartlar haricinde kendi işlerinden başka bir yerde, başka bir görevde çalıştırılmaması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Ayrıca Altıncı bölümde kullanılacak evraklar bölümünde “sevk evrakı,reçete düzenlenmesi ve aile hekiminin bilgilendirilmesi” başlığı altındaki 28. maddenin 5 fıkrasında “ ölüm belgesi, 19/01/2010 tarihli ve 27467 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Mezarlık Yerlerinin İnşası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri hakkındaki yönetmeliğe göre düzenlenerek ilgili aile hekimi en kısa sürede bilgilendirilir” denilerek ölüm belgesi anılan mevzuata göre düzenlendikten sonra aile hekimlerine sadece ölen şahısla ilgili bilgi verilmesi istenmiştir.
Görüldüğü gibi, Aile Hekimliği Kanununda, Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinde, Aile Hekimliği Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte, Aile hekimliği hizmet sözleşmelerinde Aile hekimlerinin ölüm belgesi düzenleme ve defin hizmetlerine dair doğrudan verilen bir görev ve tanım bulunmamaktadır.
7. Bakan Onayı ile yürürlüğe giren Toplum Sağlığı Merkezlerinin Kurulması ve Çalıştırılmasına Dair Yönerge nin 34 üncü madde de toplum sağlığı merkezinde görevli hekimlerin görevleri sayılmış ve j maddesin de “Belediye hekimi olmayan yerlerde belediye hekiminin görevlerini yapar.” Hükmü bulunmaktadır. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere belediye hekimi olmayan yerlerde Toplum Sağlığı Merkezinde görev yapan hekimlerin belediye hekiminin görevini yapacağı hüküm altına alınmıştır.
8. 19.01.2013 tarihinde yayınlanan Mezarlık yerleri İnşaası ile Defin İşlemleri ve Cenaze Nakil Yönetmeliği 16.madde 3.fıkrada;
‘’ Ölümün sağlık kurumları dışında gerçekleşmesi durumunda ölüm belgesi cenazenin bulunduğu yerdeki belediye tabibi tarafından, belediye tabibi bulunmayan yerlerde toplum sağlığı merkezi hekimi, yoksa aile hekimi tarafından, bunların bulunmaması halinde ise ölüm belgesi düzenleme yetkilisi tarafından verilir.’’ ifadesi yer almaktadır.
İlgili yönetmelik maddesinde yer aldığı gibi, defin ve ölüm belgesi düzenleme hizmetleri belediye tabipleri tarafından, belediye tabibi yoksa tsm hekimleri tarafından , eğer tsm hekimleri de bulunmuyorsa aile hekimleri tarafından yürütülmelidir.
9. Antalya ili 3. İdare Mahkemesi tarafından 06.12.2013 tarihli 2013/1323 karar nolu bir diğer davada özetle; 1563 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu 216.madde ve 5363 sayılı Belediye Kanunu 14.madde uyarınca defin ruhsatı düzenleme görev ve yetkisinin mesai saati içinde ya da mesai saati dışında herhangi bir ayrıma gidilmeksizin esasen belediye tabibinde olduğu açıkça belirtilmiştir. Bununla birlikte , TC Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı tarafından, Büyükşehir Belediyesinde belediye tabibi bulunması nedeniyle, Antalya Valiliği’ne 03.02.2014 tarih ve 49654233 sayılı yazı ile aile hekimlerine defin nöbeti yazılmama yönünde görüş bildiren yazı gönderilmiştir.
10. Ölü Defin Muayeneleri amacıyla icap listesi hazırlama yetkisi; 5542 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 27. Maddesinde yer alan “İlçe genel idaresinin başı ve mercii kaymakamdır. Kaymakam, ilçede Hükümetin temsilcisidir. İlçenin genel idaresinden kaymakam sorumludur. Bakanlıkların kuruluş kanunlarına göre ilçede lüzumu kadar teşkilatı bulunur. Bu teşkilat (Dördüncü maddenin son fıkrasında belirtilen adli ve askeri teşkilat hariç) kaymakamın emri altındadır.” hükmü göz önüne alındığında Kaymakam’ın Hükümet Temsilcisi vasfı ile Bakanlıkların ilçelerdeki teşkilatlarının amiri konumunda olduğu görülmektedir. Oysa 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu uyarınca Aile Hekimliği Hizmeti sunan hekim ve yardımcı sağlık personelinin herhangi bir kamu kurumunda çalışmadığı, idare ile sadece “hizmet alım sözleşmesi” ile ilişkisinin olduğu, 224 sayılı Yasa’da 9. Maddede yer almasına rağmen, günümüzde Sağlık Bakanlığına bağlı tüm teşkilat yapısını düzenleyen 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname incelendiğinde il ve ilçelerde Aile Hekimliği veya Aile Sağlığı Merkezi şeklinde ödeneği, kadrosu ve hiyerarşisi olan teşkilat yapısının bulunmadığı göz önüne alındığında ilçelerde Kaymakamların Aile Hekimleri ile hiçbir idari astlık-üstlük ilişkilerinin bulunmadığı görülmektedir.
11. Anayasanın 123. maddesi uyarınca kuruluş ve görevleri yasayla düzenlenmek durumunda olan idare, kendi düzenleme yetkisini de yasalar çerçevesinde ve yasalara uygun olarak kullanmak zorundadır. Bu itibarla, idare hukukunda “yetki” kavramı, Anayasa ve yasalarla idareye tanınmış olan karar alma gücünü ifade etmekte ve bu alanda yetkisizlik kural, yetkililik istisna olarak kabul edilmektedir. Bu istisna hali ise, yetkinin, yalnızca yasayla gösterilen hallerde ve yine yasayla gösterilen idari merciler tarafından kullanılması anlamına gelmektedir. İdarenin düzenleme yetkisinin yasalarla sınırlı olması, aynı zamanda, idarenin ikincil, türevsel nitelikte kural getirmek zorunda olduğu ve yetki kurallarının genişletici yoruma tabi tutulamayacağı sonucunu da doğurmaktadır. Mezarlık Yerlerinin İnşaası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkında Yönetmeliğin 16. Maddesi 4. Fıkrasında yer alan “…Bu nöbet listesi toplum sağlığı merkezlerince oluşturulur, mahalli mülki amir tarafından onaylanır. Nöbet listesi oluşturulurken coğrafi şartlar göz önünde bulundurularak ilçeler birleştirilebilir. Mesai saatleri dışında ölüm belgesi düzenlenmesine ilişkin nöbet, adli hizmet nöbetleri ile birlikte verilebilir. 112 acil sağlık istasyonu görevlileri vakaya gittiklerinde ölüm gerçekleşmiş ise doğrudan ölüm belgesi düzenleyebilir. Bu nöbet uygulamasında ihtiyaç duyulan lojistik hizmetler halk sağlığı müdürlüklerince verilir.” hüküm uyarınca Kaymakamlara icap nöbet listelerinin onaylatıldığı görülmektedir. Belediye tabibi ve Toplum Sağlığı Merkezi Tabipleri için ilçelerde Kaymakamların 5542 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 27. Maddesi uyarınca icap listesi onaylama yetkilerinin olduğu aşikardır. Ancak Aile Hekimleri ile ilgili bir düzenleme yapma yetkileri herhangi bir yasaileKaymakamlaraverilmemiştir. Otopsi/Adli Ölü Muayeneleri amacıyla icap listesihazırlamayetkisi; Otopsi/Adli Ölü Muayeneleri amacıyla icap listelerinin hazırlanması konusunda TSM ve Kaymakamlık Makamlarına düzenleme yapma yetkisi gerek 5258 Sayılı Aile Hekimliği Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak idarece yayınlanan Yönetmeliklerde gerekse başta 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu olmak üzere hiçbir mevzuatta verilmemiştir.
12. Toplum Sağlığı Merkezlerinin Kurulması ve Çalıştırılmasına Dair Yönergenin Adli tıbbi hizmetleri başlıklı 20. Maddesinde yer alan “(1) Adli tıp kurumunun doğrudan hizmet vermediği yerlerde bu hizmetlerin planlanması görevi toplum sağlığı merkezine aittir. Toplum sağlığı merkezi bölgesindeki adli tıp hizmetinin devamlılığının sürdürülmesinde adli makamlarla işbirliği içinde çalışır. Toplum sağlığı merkezinde yeterli hekim olmadığı durumlarda mesai saatleri dışında öncelikle toplum sağlığı merkezi hekimleri olmak üzere aile hekimleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki hekimlerin de dahil edilebileceği bir havuzla hizmetin devamlılığını sağlar. Toplum sağlığı merkezi bu görevin yapılabilmesi için gerekli koşulları ve desteği sağlar. Adli vakaların bildirilmesi, evrakların tutulması gibi konularda aile hekimleri ile koordinasyonu sağlar ve gerekli eğitimleri düzenler. Bütün bu hizmetler müdürlüğün sorumluluğu ve koordinasyonunda yürütülür.” şeklindeki hüküm ile Otopsi/Adli Ölü Muayeneleri amacıyla icap listeleri Toplum Sağlığı Merkezleri tarafındandüzenlenmekteidi.
Bursa Aile Hekimleri Derneği tarafından Sağlık Bakanının 03/08/2011 günlü, 25143 sayılı onayı ile yürürlüğe giren, Toplum Sağlığı Merkezlerinin Kurulması ve Çalıştırılmasına Dair Yönergenin 20. ve 21. Maddelerinin iptali amacıyla Danıştay 5. Dairesinde açılan E:2011/7194 K:2014/5684 sayılı Davada; “Kamu idareleri tarafından yürürlüğe konulan düzenleyici işlemlerin, üst hukuk normlarına aykırı olamayacağı, üst hukuk normlarında belirlenen genel ilkeleri yok edebilecek veya tesirini azaltıcı düzenlemeler içeremeyeceği, üst hukuk normlarında öngörülmeyen ve/veya belirtilmeyen bir alanda düzenlemeler getiremeyeceği, idare hukukunun genel kabul görmüş yerleşik ilkeleri olduğu, söz konusu Yönergenin dava konusu edilen maddeleri ile Aile Hekimlerine asli görevlerinin yanında ayrıca adli tıp hizmetleri ile acil sağlık hizmetleri görevleri de verildiği görülmekte olup; 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nun 8. Maddesi, Aile Hekimlerine hangi konuda, ne tür görevlerin (iş tanımlarının) verileceğinin Yönetmelikle belirlenebileceği hükme bağlanmış iken, Kanun maddesindeki bu amir hüküm dışına çıkılmak suretiyle, başka bir ifadeyle üst hukuk normlarına uygun olmayan bir şekilde, Yönerge ile dava konusu düzenlemelerin uygulamaya konmasında, hukuka uyarlılık görülmemiştir” şeklinde karar verilerek söz konusu işlemi iptal etmiştir.
13. İstanbul Büyükşehir ve Kadıköy İlçesinde Adli tıp kurumu doğrudan hizmet verdiği için aile hekimlerine mevzuat gereği İdare ya da Mahalli mülki amir tarafından herhangi bir adli nöbet görevi verilemez.
Yukarıda sayılan tüm bu gerekçeler nedeniyle, İdare tarafından hakkımda başlatılan incelemenin sonlandırılması ve her hangi bir ceza uygulamasına gidilmemesini talep ediyorum.
Gereğini bilgilerinize arz ederim. (19.12.2014)
Dr……………………………
EK : 1 adet dilekçe