Biraz fenerli olduğumu bilen vardır ama fanatik aile hekimliği taraftarı olduğumu bilmeyen çok yoktur. Şimdi ben bunu yazacak hale geldim. Fenerin önünde iki maç var Malatya Gaziantep 6 puan aldı aldı yoksa düşer. Düşer de yani bunda sıkıntı yok. Futbol bu atla deve değil. Düşer, çıkar bir oyun sonuçta. Ama aile hekimliği öyle mi?
Aile hekimliği birilerinin oyun alanı mı? Aile hekimliği biter mi sorusunun ilk yanıtı başlasaydı biter olabilir. Bunu söyleyenler haklıdır. Sorum bu başlamamış hali biter mi? 1998’de aile hekimliğine başlamışım o zamanlarda aile hekimliği hiç yoktu. Birinci basamak hekimi olacağım diyordum. O zamanların derdi başka idi. Sonra aile hekimliği uygulaması başladı, 2010’da tüm Türkiye, 2012’de ben aile hekimliğine geçtim. Sanalda kamu dışı çalıştım şimdi kamu ASMde kamu dışı çalışıyorum. Nöbetler, angaryalar, hastalar, idare… uğraşıp durdum. 40’ımdan sonra savcı ve hakim karşısına çıktım, defin nöbetine gitmedim diye. Ölmüş kişinin öldüğü meselesinden yola çıkarak savcı görevi kötüye kullanmaktan dava açtı bana. Savcı da fenerli idi, o zamanlar fenerin durumu iyiydi, hoş bir sohbetimiz olmuştu. Suç işleme kastım yoktur diye ifade verin kapatalım diye bitmişti o zaman mesele. Sonraki davalarım öyle olmadı. Mesela 1 Haziran’da Kamil Furtun öldürülünce onbinler iş bıraktı, ben de onlardan biri idim. O sıralar nöbet meseleleri vardı ben yine fanatikçe aile hekimliğinde acil nöbet olmaz diyenlerdendim. İdare, sen misin bunu diyen diye o gün onbinlerce kişi içinden benim ASMyi denetledi, mesaide yoktur dedi. İş bırakma kararımız var dedim, itirazım kabul edilmedi. Dava açtık kaybettim. Belki de bu sefer ki savcı fenerli değildi. Bakanlığımız Sağlıkta Şiddeti önleyeceğim diye mangalda kül bırakmasa da numunelik olarak içinde olduğum bir kaç kişiyi seçip beni cezalandırmaya çalıştı. O kişiler şu an aile hekimliği ile ilgili işler yapmıyorlar. Onlar için aile hekimliği bitti. Her ne kadar mangalda kül bırakmasalar da belki de aile hekimliği onlar için hiç başlamamıştı. Onlar gitse de zihniyetleri baki kaldı. Şimdi Çanakkale’de bir arkadaşımızı Murat Erdem’i hukuksuzca sözleşme yenilemeyerek aile hekimliğinden atıyorlar. Numunelik olarak yine bizden birini seçtiler. Bakanlık bürokratlarının aile hekimliği derdi olmayabilir bizim var. Belki bu nedenle göze batıyoruz. Aile hekimliğinde bu despotizme izin veremeyiz. Bizim iş güvencesi meselemizin ötesinde halkın ölüm kalım meselesidir bu.
Şimdi sağlık istatistikleri yıllığına bakıyorum. 2010’da tüm Türkiye aile hekimliğine geçtiğinde kadromuz, 19170 birimde 19170 AH / 14445 ASÇ (10411 ebe, 4034 hemşire) imiş. 2017’de bu sayı 25198 birimde 22813 AH / 20269 ASÇ (13577 ebe, 6692 hemşire) olmuş. Onca yılda 3643 hekim, 5824 ebe hemşire artmış kadromuz.
Fener düşer mi? iyi futbol iyi oyuncularla oynanır iyi oyuncun yoksa düşersin. Aile hekimliğinde durum bırak iyi oyuncuları, kadro kurmaya yetecek oyuncumuz yok. Bu 8 yılda sağlık bakanlığı elinde olan hekimlerin üzerine kadrosuna 77.562 yeni hekim, 106.011 yeni ebe ve hemşire katmış. Bu artıştan aile hekimliğine düşen pay 3643 hekim ve 5824 ebe, hemşire. Yüzde 5 bile değil. Daha şehir hastaneleri açılmadı bile. Bu arada şehir hastanesindeki 1 yatak maliyeti ile 4’er birimli 2 ASM yapıldığını da yazmıştık 2 sene önce. Üzerine yeni ASM yapar gibi oldu bakanlık. İstanbul’da Örnek mahallesinde Deniz Gezmiş parkının içinde birisi. Arada görüyorum. Bina bitti çok güzel oldu. Sıfır nüfuslu olsa da orayı tercih etmek isteyen arkadaşlar da vardı. Tercih edemediler çünkü orası ASM olmadı. Bina güzel oldu dedim ya Müdürlük de öyle düşünmüş olsa gerek ki burayı ASM yapmayalım demiş. İstanbul’da 3 ASM’den biri sanal mıymış? ASM kiraları fahiş artmış mı? Kimin derdi? Sadece aile hekimliği derdi olanların ki onlar sadece bu mesajı yazan ben ve okuyan sizler oluyorsunuz. Demem o ki Fenerin kadro iyi değil. Düşebilir. Aile hekimliğinde ise kadroyu bile kuramayacak durumdayız artık. O nedenle aile hekimliğinin düşmesi de kaçınılmazdır. Şu an yapmamız gereken öncelikle bunu tersine döndürmek. Acilen kamunun sadece İzmir’e yaptığı 2060 yataklı şehir hastanesi maliyetine yapacağı 4000 ASM ile tüm Türkiye’de ASM sayısını %60 artırabileceğini anlatmamız lazım. 4000 ASM ile 50 milyona yakın kişiye temel sağlık hizmeti sunabileceğimizi anlayan politika yapıcılar bulmamız gerekiyor.
Fener düşer dert değil, aile hekimliği düşünce ne oluyor biliyor musunuz? 5 yıldır ölüm istatistiklerini izliyorum 2013 aile hekimliği kadro imkanının güçlendirilmesinin son yılı oldu. O seneye kadar ülkede toplam mortalite azalırken 2014’den bu yana artıyor. Şu linkte hem şehir hastanesi hem de ölüm oranları sayısını görebilirsiniz https://www.bdsendika.org.tr/birinci-basamak-zayif-birakildikca-ulkemizde-olumler-artiyor/
Mortalite arttıkça her yıl fazldan 20 bin kişi ölüyor ülkemizde. Aile hekimliğinin temel idiası da budur. Belirli bir nüfusa birinci basamak hekimi gelirse o nüfusta mortalite azalır, hastane hekimi gelirse mortalite artar. Bunu TUİK verileri ile doğrulamak ne yazık ki çok acı. Murat Erdem aile hekimliğinden atılırsa mesele bir bürokratın uygunsuz yaklaşımı değildir. Çanakkale’de bebekler ölür, ana babalar ölür.
Fener düşer düşmez dert değil. Aile hekimliği biterse olan onbinlerce ölümle kendini gösteriyor. — ——————————————————- Emrah Kırımlı | Ümraniye Merkez ASM Birlik Dayanışma Sendikası üyesi | Aile Hekimliği Uzmanı @emrahkırımlı | ekirimli@gmail.com

Bir cevap yazın

Sitemiz size daha iyi bir hizmet verebilmek için kişisel olmayan verilerinizi (gezinme, sayfa geçişleri vs.) tarayıcınızda saklamaktadır.