Sendikamızın İstanbul ilinde yaptığı araştırma sonuçlarına göre 2000 civarında bebeğin bilim dışı aşı karşıtlığı nedeniyle sağlığının tehlikede olduğu görünüyor.

2016 yılında sadece İstanbul’da 36001 doz aşı vaktinde yapılamadığı, 1123 gebe ile 7105 bebek ve çocuk izleminin gerçekleşmediği görülmektedir. Vaktinde yapılamayan aşılar ortalama 2090 bebek ve çocuğumuzun aşılarının yapılamadığını işaret etmektedir.

Ortaya koyduğumuz bu veriler dışında Sağlık Bakanlığı yetkililerinin ülke genelinde aşıyı reddeden 10.000 civarında aile olduğuna dair basın açıklamaları vardır. İstanbul ilindeki sayılar bunun daha fazla olabileceğini düşündürtmektedir. Bu kişilerin bir şekilde hiç aşılanmadığı ve performans itiraz formu doldurmak, ceza puanı almak ya da para kesintisinden ötede bir sorunu ve toplumda aşılanmamış kişilerin olabileceği endişesi biz birinci basamak sağlık çalışanlarının başlıca endişesidir.

Performans itirazı ile ortaya çıkan bu sayıların ötesinde, performans itirazına girmeyen ASM dışında yapılmış aşı beyanı bilgilerinin yok sayılamayacak bir kısmı da aşı karşıtları kaynaklıdır. Bu verileri açıklayan herhangi bir makale ya da rapor yoktur. Ancak sahada yaşadığımız tecrübeler ne yazık ki aşı karşıtlarının yalan beyanlarının azımsanmayacak sayıda olduğunu işaret etmektedir.

Sendika üyelerimizin bir kısmı bu gibi yalan beyanda bulunan aileleri tespit etmiştir. Ne yazık ki bakanlık bu gibi tespit edilen durumlarda da aşısız olan çocuk için tamamlayıcı aşı uygulaması yoluna gitmek yerine üyemizi soruşturmak ve cezalandırmak yolunu tercih etmiştir. Bu durumda ya da Bitlis örneğindeki gibi aşı karşıtlarının silahlı saldırıları sonrası güvencesiz bırakılan sahada çalışanların bu gibi tespitleri bildirim konusunda çekincesi olacağı açıktır.

Bakanlığın kafasını kuma gömen ve çalışanları cezalandırmaya yönelik tavırları aşı karşıtlığı sorununu bir yere kadar öteleyebilir. Bakanlığın yapması gereken sahada çalışan kendi ekibini cezalandırmak değil, aşı karşıtlarına karşı güçlendirmek ve destekleyici yasal zemini oluşturmaktır.

Aşı karşıtlığı ne yazık ki anayasa mahkemesinin yasada zorunluluk yok kararından sonra katlanarak artmaktadır. Oysa Anayasa Mahkemesi ilgili kararında bakanlığa yasal düzenleme yapması için zaman vermiş ve uyarıda bulunmuştur. O günden bu güne geçen iki senede geldiğimiz durum ortadadır. Aşı karşıtlığı nedeniyle aşı yapılmayan bölgesel örneklerde görüldüğü üzere belirli bir süre sonra salgınlar ortaya çıkmaktadır.

Örneğin İngiltere’de 1998 Wakefield tarafından yayınlanan kızamık aşısı otizm yapıyor sahte makalesi sonrası aşı karşıtlığında artış olmuş ve yedi yıl sonra 2005 yılında binlerce kişiyi hastanelik eden ilk kızamık salgını ortaya çıkmıştır. Ülkemiz henüz aşı karşıtlığının bu kuluçka dönemindedir. Acil önlemler alınmazsa hepimizin sağlığı büyük bir tehdit altındadır. Bu tehdidin bir ayağı akıl ve bilim dışı aşı karşıtlığı ise diğer ayağı da bu akıl ve bilim dışılığa karşı gerekli önemleri almayan bakanlık yetkilileridir.

Sağlığımızı tehdit eden akıl ve bilim dışı bu durum karşısında bu verileri derleyip kamuoyunun bilgisine sunarak Sağlık Bakanlığını acilen önlem almaya davet ediyoruz.

Birlik ve Dayanışma Sendikası

İstanbul 2016 Aşısız Çocuklar  Raporu İçin Tıklayınız

Bir cevap yazın

Sitemiz size daha iyi bir hizmet verebilmek için kişisel olmayan verilerinizi (gezinme, sayfa geçişleri vs.) tarayıcınızda saklamaktadır.